SEREBRAL PALSI VE YUTMA ARASINDAKİ İLİŞKİ
Bu yazımızda SP’li bireylerde oral-motor fonksiyonların bozukluğuna bağlı ortaya çıkan yutma gibi bozuklukları ele alarak dil ve konuşma terapistinin bireylere nasıl bir terapi yöntemiyle yaklaşmaları gerektiğini inceledik.
SP çocukluk çağında fiziksel engelliliğe neden olan en yaygın nöromotor problemdir. SP dünya geneline bakıldığında yeni doğanda %0,21 iken Türkiye’de bu değer %0,44 olarak belirlenmiştir. Kişide sakarlık, yavaşlık gibi durumlarla karakterize olan motor becerilerde yetersizlik olması durumu yani motor bozukluklara; duyu, biliş, iletişim, konuşma, oral motor fonksiyonları, yeme-içme aktiviteleri ve beslenme sorunları eşlik edebilir. Oral motor yetersizliklerin yeterli bir tanımı olmamasıyla birlikte SP deki tüm alt tanılarda mevcut olduğu yapılan çalışmalarda bulunmuştur. SP’li dört çocuktan üçü çeşitli gıda dokularını yönetmede, ısırma, çiğneme ve yutma için gerekli ağız becerilerindeki sınırlamalar, sıvıları ve katıları boğmada, yemek yemede yavaş olma gibi zorluklara neden olan oral motor engellere sahiptir. SP’li her üç çocuktan ikisinde de orofaringeal disfaji olduğu tahmin edilmiştir. Disfajisi olan çocuklar özellikle SP’li ergenlerin yemek yerken boğulma korkusu yaşamaları bu durumun getirdiği utanç duygularından dolayı aileleriyle ve arkadaşlarıyla yemek zamanlarına katılma gibi sosyal aktivitelerden kendilerini uzak tutarlar. SP’li çocuklar yetersiz beslenme, aspirasyon, zayıf büyüme gibi risklerle karşı karşıyadırlar. Bu nedenle yeme içme güçlüklerinin değerlendirilmesi ve erken müdahalesi çok büyük önem taşımaktadır.
SP’li bireylerde sıklıkla karşılaşılabilecek oral problemler arasında ağız dışına salya akışı, mine defektleri, diş çürükleri yer almaktadır. Bu durum bireylere yemeği çiğneme, yutma aşamalarında sıkıntılar çıkarır. Bu problemler oral fonksiyon bakımından SP’li hastaların zayıf olduğunu ortaya koymaktadır.
Son zamanlarda, üç yaş ve üstü SP'li çocuklar için Yeme ve İçme Becerisi Sınıflandırma Sistemi (EDACS) geliştirilmiştir. Türkçe'ye çevrildikten sonra, Türkiye'deki profesyoneller, yutma işlevi, yeme ve içme becerileri çalışmalarında SP'li çocukları belirlemek için EDACS'ı kullanabilecektir. SP'li çocukların yeme içme işlevlerine ilişkin Türkçe'de geçerli ve güvenilir başka bir sınıflandırma sistemi bulunamamıştır. Bu çalışma SP'li çocuklarda yeme içmenin işlevini tanımlayan Türkçe'ye çevrilen ilk sınıflama sistemi olmuştur.
EDACS, üç yaş ve üstü SP'li çocukların fonksiyonel yeme ve içme yeteneklerini beş farklı seviye kullanarak tanımlar. “Güvenlik” (aspirasyon ve boğulma) ve “verimlilik” (kaybedilen yiyecek miktarı ve yemek için geçen süre) dahil olmak üzere temel özellikleri ifade etmektedir. EDACS ayrıca gerekli yardımın derecesini (bağımsız, yardım gerektirir ve bağımlı) tanımlamak için üç seviyeli bir sıralı derecelendirme ölçeği sağlamaktadır. Beş farklı yetenek düzeyi, ısırma, çiğneme ve yutma yeteneği, yönetilen gıda ve sıvı dokuları ve yeme ve/veya içmeyle ilişkili nefes değişiklikleri ve aspirasyon veya boğulma riskine ilişkin bilgileri içerir. EDACS, önceki sınıflandırmalara benzer ve beş seviyeli sınıflandırma sistemine tamamlayıcıdır. EDACS seviyelerine göre I. seviyedeki denekler güvenli ve verimli bir şekilde yiyip içiyorlar. II. seviyedeki denekler güvenli bir şekilde yer ve içerler ancak verimlilik için bazı sınırlamalar vardır. III. seviyedeki denekler, güvenlik açısından bazı sınırlamalarla birlikte yer ve içerler ve verimlilik konusunda sınırlamalar olabilir. IV. seviyedeki denekler, güvenlik açısından önemli sınırlamalarla birlikte yer ve içerler. V. seviyedeki denekler güvenli bir şekilde yemek yiyemez veya içemez ve beslenme sağlamak için tüple beslenme düşünülebilir.
Bu test sayesinde çocuklar, kaba motor, manuel aktivitelerine ve iletişim seviyelerine göre sınıflandırmak için klinik ortamlarda gözlemlenmiştir. Deneyimli bir fizyoterapist, beslenme sırasında klinik ortamda yeme ve içme yeteneklerini doğrudan gözlemlemiştir. Dil ve konuşma terapisi fizyoterapist ve diyetisyenler gibi gruplarla multidisipliner olarak çalışabilmektedir. Bir dkt terapilerinde çocuğun yeteneklerini geliştirerek yaşam kalitesini maksimum düzeye çıkarmayı amaçlamaktadır. SP’li çocuklarda konuşma terapisinde öncelikli olarak yutma , beslenme ve konuşmanın motor gelişimini arttırma gibi konuşma öncesi becerilerin geliştirilmesiyle ilgilenilir. Ayrıca buz kullanma, fırçalama, titreşim yapma ve dili bir yandan diğerine götürme, gülümseme, dudak büzme, dudakların etrafına bir şeyler sürerek bunları yalama gibi hareketler oral becerilerin geliştirilmesinde, oral farkındalığın arttırılmasında, kas tonusunun normal işlev gösterilmesinde kısaca oral - motor becerilerinin geliştirilmesinde kullanılan terapi yöntemlerindendir. Bunun dışında iletişim ve dil gelişimi yönünden SP’li bireylerin alıcı ve ifade edici dil becerilerinin geliştirilmesine yönelik örneğin bireyin konuşmasının anlaşılırlığını artırmak için artikülasyon ve fonolojik sorunların giderilmesi kapsamında terapiler de uygulanmaktadır. SP’li bireyler için standart bir terapi programı yoktur. Yapılan terapiler bireylerin yaşlarına, performans ve özelliklerine göre farklılıklar gösterir. Yani her terapi kişiye özgüdür.
KAYNAKÇA
GÜNEL, M. K., Cemil, Ö. Z. A. L., SEYHAN, K., ARSLAN, S. S., DEMİR, N., & KARADUMAN, A. YEME VE İÇME BECERİLERİ SINIFLANDIRMA SİSTEMİNİN TÜRKÇE VERSİYONU: SEREBRAL PALSİLİ ÇOCUKLARDA DEĞERLENDİRİCİ-İÇİ GÜVENİRLİĞİ VE DİĞER FONKSİYONEL SINIFLANDIRMA SİSTEMLERİ İLE İLİŞKİSİ. Türk Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi, 31(3), 218-224.
