Nörogelişimsel Bozukluklar (OSB ve DEHB) DSM-5, ICD-10 ve ICD-11

Nörogelişimsel Bozukluklar (OSB ve DEHB): DSM-5, ICD-10 ve ICD-11

Amerika Birleşik Devletleri'nde mevcut sistem, Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı, Beşinci Baskı (DSM-5) iken, dünya genelinde genel tıbbi bir sistem olarak Hastalıkların Uluslararası İstatistiksel Sınıflandırması ve Benzer Sağlık Problemlerinin Onuncu Revizyonu (ICD-10) kullanılmaktadır. İncelemiş olduğum bu derlemede DSM-5’in önceki versiyonu olan DSM-IV-TR'den DSM-5'e geçilirken otizm spektrum bozukluğu (OSB) ve dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu (DEHB) konusundaki önemli revizyonlar gözden geçirilmiş, DSM-5 ve ICD-10'da OSB ve DEHB sınıflandırması arasındaki benzerlikler ve farklılıklar değerlendirilmiştir. Bu farkların nörogelişimsel bozuklukların tanı ve sınıflandırmasına nasıl etki edebileceği ele alınmıştır. Semptom alanlarını temel biyolojik ve nörolojik mekanizmalarla ilişkilendiren Araştırma Alanlarına Yönelik Kriterler (RDoC) girişimine benzer alternatif tanısal yaklaşımlar da değerlendirilerek dünya genelinde nörogelişimsel bozukluklar için tedavi geliştirme ve sigorta kapsamını etkileyebileceği vurgulanmıştır.

DSM-5'teki değişikliklere karşı en çok dikkat çeken bozukluklardan biri olan otizm ile ilgili revizyonlar şu şekildedir: PDD olarak geçen 5 ayrı yaygın gelişimsel bozukluk (otistik bozukluk, Asperger sendromu, Rett sendromu, çocukluk çağı dil bozukluğu ve PDD-dışında diğer belirtiler) tedavi araştırmalarını genel sınıflandırmayı ve tanılamayı etkileyen yarı özgüllükten kaynaklanan sorunlara yol açtığından eleştirilmiştir. DSM-IV-TR'deki ayrı PDD teşhislerinin açık sınırlamalarına rağmen tek bir otizm spektrum bozukluğu teşhisi oluşturma ve gelişimsel bozukluklar konusunda daha doğru tanım ve iletişim yaratma ve tedavi planlaması için daha kullanışlı bir arka plan oluşturma amacıyla, yapılan tartışmalar sonucu bu ayrı teşhisler kaldırılarak kapsayıcı bir teşhis oluşturulmuştur. Yapılan incelemeler sonucunda sosyal ve iletişim alanlarını ayırmanın anlamsız olduğu sonucuna varılmıştır. Yeni OSB sınıflandırma sistemi, birinci alan olarak sosyal ve iletişim eksikliklerini, ikinci zorunlu alan olarak da tekrarlayıcı ve kısıtlayıcı davranışları içermektedir. Bu sayede üç temel alan iki temel alana indirgenmiştir. Bu iki temel alanın tam bir yelpazesine sahip olmayan bireyler artık OSB teşhisine uygun değildir. Nörogelişimsel Bozukluklar bölümü, tekrarlayıcı ve kısıtlayıcı davranışları olmayan, ancak otizmle ilişkili sosyal ve iletişim kısıtlılıkları sergileyen bireyler için de sosyal (pragmatik) iletişim bozukluğu tanısı seçeneğini içermektedir.

DSM-5 için dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu (DEHB) da çocukluk ve ergenlik dönemi psikiyatrik bozukluklarından biridir ve önemli değişikliklere uğramıştır. DSM-IV-TR'de düzeni bozan bir davranış bozukluğu olarak sınıflandırılan DEHB, DSM-5'te Nörogelişimsel Bozukluklar kategorisine dahil edilmiştir. Her kriteri altında örnekler eklenerek bozukluğun yaşam boyunca daha kolay sınıflandırılmasını sağlamıştır. Başlangıç yaşındaki değişiklik, önceki sürüme göre daha az sınırlayıcı olarak belirti göstermenin 7 yaş yerine 12 yaşından önce olması gerektiği şeklinde düzenlenmiştir. Belirti tayin edicileri de eklenmiştir, böylece DEHB'nin dikkat eksikliği temelli veya hiperaktif/impulsif temelli alt tipleri belirlenebilir hale getirilmiştir. DSM-IV-TR'de birçok DEHB hastası, daha hafif semptomlara sahip olmaları veya başa çıkma mekanizmaları aracılığıyla zorlukları telafi edebilmeleri nedeniyle gözden kaçmışken yeni sistem ile birlikte bu bireyler için daha duyarlı bir yaklaşım sunulmuş, erken tespit, tanı ve tedavi planlama sağlanması hedeflenmiştir.

Genel olarak, DSM-5’te OSB ve DEHB, Nörogelişimsel Bozukluklar adı altında aynı kategoride yer alır. OSB için tek bir Otizm Spektrum Bozukluğu kategorisi bulunur. (Yani Asperger Sendromu kaldırılmıştır.) OSB ve DEHB aynı zamanda tanı konabilir. OSB belirtileri belirli bir yaş belirtilmemekle beraber erken dönemde var olmalıdır ve DSM-5 belirtilerin sınırlı yeteneklerin talepleri aşmasıyla veya sonradan öğrenilmiş stratejilerle maskelemiş olabileceğini kabul etmektedir. DEHB başlangıç yaşı 7’den 12’ye yükselmiştir. Yetişkinlerde DEHB tanısı koymak için gereken kriterler çocuklarınkinden daha azdır.      

Uluslararası Hastalık Sınıflandırması, 10. Revizyonu (ICD-10), tıbbi teşhis sistemi olarak dünya genelinde kabul edilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından oluşturulmuş ve desteklenmiştir. DSM gibi teşhisin temel amacından ziyade sınıflandırmanın temel amacına odaklanmış, temel etyolojiye ilişkin belirleyicilere sahip genel bir tıbbi sistem olarak hizmet vermektedir. Amerikan Psikiyatri Birliği  (APA) ve WHO'nun farklı hedefleri yansıttığı düşünüldüğünde, DSM ve ICD'nin bazı farklılıklar göstermesi beklenen bir durumdur. Bununla birlikte, ICD-10'un ABD'de devreye girmesiyle ortaya çıkabilecek potansiyel sorunları ve gelecekteki ICD-11 revizyonunda düzeltilmesi gereken farklı alanları inceleyerek DSM-5'in kaydettiği ilerlemeyi ve ICD-10'un revizyonunda iyileştirilmesi gereken farklı alanları ortaya koymaktadır. DSM-5 ve ICD-10'dan yararlanarak ICD-11 dünya genelinde daha birleşik, geçerli ve güvenilir bir sınıflandırma sistemi olarak hizmet etmelidir.

Genel olarak ICD-10’da OSB ve DEHB, ayrı kategorilerde yer alır. Asperger Sendromu da dahil olmak üzere 8 farklı Yaygın Gelişimsel Bozukluk kategorisi bulunur. Çocukluk otizmi için başlangıç yaşı 3 olmakla birlikte belirtiler 3 yaşından sonra ortaya çıktığında Atipik Otizm olarak sınıflandırılır. DEHB dahil olmak üzere Hiperaktif Bozukluklar için genellikle ilk 5 yıl içinde tanı konulur. DEHB tanısı için yetişkinler ve çocuklar için aynı kriterler gerekmektedir.

Özetle yapılan çalışmalar, DSM-5 ve ICD-10’un meta-yapısını dikkate alarak küme tabanlı bir organizasyon sisteminin, klinik uygulamaların, kamu yönetiminin ve araştırmanın geliştirilmesine yol açabileceğini ortaya koymaktadır. 

 

KAYNAKÇA

Doernberg, E., & Hollander, E. (2016). Neurodevelopmental disorders (asd and adhd): Dsm-5, icd-10, and icd-11. CNS spectrums21(4), 295-299.