Gelişimsel Dil Bozukluğu Olan İki Dilli Çocuklarda Dil Müdahalesi

GİRİŞ

İki dillilik, eski zamanlardan beri var olmasına rağmen son zamanlarda sosyopolitik faktörler nedeniyle dünya toplumlarında gittikçe artmaktadır. Dünya dillerinin  %10’unu oluşturan Asya’da iki dillilik artış göstermektedir. Örneğin Güney Asya’da kolonileşme ve modernleşmeden sonra İngilizce iki dillilik oranları benzeri görülmemiş şekilde artış göstermiştir. Avrupa Birliği’nde halihazırda 23 resmi dil vardır ve  yetişkin çalışan Avrupalıların %80’i en az bir dilde daha iletişim kurabilmektedir. Birleşmiş Devletler’de ise toplumun %22’sinde evde İngilizce harici başka bir dil konuşulmaktadır. İki dilliliğin artmasıyla beraber, iki dillilik nedeniyle dil bozukluğu olan çocuklara müdahale hizmeti sağlamak Dil ve Konuşma Terapistlerinin (DKT) işini zorlaştırmaktadır. Dil ve Konuşma Terapisinde kanıta dayalı uygulamalar uzun süredir kabul edilmektedir ancak iki dilli çocuklara uygulanan dil müdahaleleri kanıtları yetersizdir.

DKT’ler klinik kararlarını az sayıda yapılmış araştırmalardan elde edilen verilere göre veriyor ancak yapılan bu çalışmalardan elde edilen veriler çoğunlukla çelişkilidir. Bu makalenin esas amacı da sistematik bir inceleme  kullanarak Gelişimsel Dil Bozukluğu (GDB)  olan iki dilli çocuklarda dil becerilerini hedef alan müdahale için mevcut olan kanıtları sentezlemektir.

Gelişimsel Dil Bozukluğu Olan İki Dilli Çocuklarda Dil Özellikleri

Her dilin ne ölçüde etkilendiğini belirlemek zor olsa da son 20 yılda GDB olan iki dilli çocuklara dil bozukluğunun incelenmesine büyük önem veriliyor. İki dilli çocuklar her dilde, dile özgü hatalar yapıyorlar. İspanyolca- İngilizce iki dilli GDB olan çocukların her iki dile özgü konularda hata yaptıkları gözlenmiştir. Ayrıca bu çocuklar her iki dilde de sözcük bilgisi becerilerinde zayıflıklar gösterirler. Sözcük edinme ile ilgili ve sözcükleri geri çağırma gibi morfosentaks dışındaki alanlarda bozukluklar gösterirler. Bunlara ek olarak GDB olan tek dilli çocuklarla birlikte yapılan bir araştırmada GDB olan iki dilli çocuklarda işler bellek, işlemleme hızı ve dikkat gibi dil dışı bilişsel becerilerde de zayıflık bulunmuştur. Başka bir çalışmaya göre, GDB olan iki dilli çocukların ikinci dilleri yaşadıkları toplumda konuşulan ana dil değilse bu çocukların edindikleri ikinci dilde kayıplar olabileceği düşünülmüştür. 

GDB olan iki dilli çocukların sözcüksel, anlamsal ve sözdizimsel bilgi gibi çeşitli dil becerilerinde ve çalışma belleği gibi dilsel olmayan bilişsel becerilerde zayıflıklar gösterdiği göz önüne alındığında, bu becerileri hedefleyen müdahaleler için spesifik kanıtları anlamak kritik öneme sahiptir.

Dil Becerilerinin Diller Arası Aktarımı

İki dillilere müdahale ile ilgili literatürde tartışılan önemli bir konu, diller arası aktarım etkileridir. Tipik çocuklarda, diller arası aktarım, tipolojik olarak farklı iki dil arasındaki etkileşim ve özelliklerin bir dilden diğerine aktarılması olarak tanımlanır (örneğin, İspanyolca /x/ sesbiriminin İngilizceye aktarılması). Diller arası aktarım, semantik bilgi gibi birden çok dil alanında gerçekleşebilir. Örneğin kanıtlar, paradigmatik bilginin diller arası aktarımının (örneğin, magentapurple, renk kategorisine aittir) İspanyolca-İngilizce gibi dillerde gerçekleşebileceğini göstermektedir. bazı araştırmacılar yalnızca tipolojik olarak benzer dilleri (İspanyolca-İngilizce gibi) anadili seviyesinde konuşanlarla diller arası aktarımın etkilerini araştırdı. Yapılan çalışmada, diller arası aktarım etkileri, yapısal olarak farklı dilleri konuşanlarda (örneğin, Vietnamca-İngilizce) veya yapısal olarak benzer dilleri (İspanyolca-İngilizce) düşük yeterlilikte konuşanlarda bulunamadı.

Başka bir çalışmada GDB’li çocuklarda diller arası aktarımın etkileri incelenmiştir. Spesifik olarak, müdahale bağlamında diller arası transfer terapi kazanımlarının terapi edilen dilden edilmeyen dile genellendiği rapor edilmiştir.

 Çalışmalara göre, yapısal olarak benzer sözcüklerle (örneğin, aynı kökenli sözcükler) yapılan müdahalenin, GDB'li çocuklarda diller arası aktarımı ve sözcük bilgisini destekleyebileceğini göstermektedir. Diller arası etkilere dair kanıtlar olsa da, çoğunlukla aynı kökenli sözcüklerin kullanıldığı sözcük dağarcığı müdahalesi rapor edilmiştir.

Diller arasında paylaşılan fonolojik ve anlamsal temsiller nedeniyle, aynı kökenlilerin sözcük alma ve adlandırma sırasında kolaylaştırıcı bir etkiye sahip olduğu iddia edilmiştir. Bu kolaylaştırıcı etkiler, yalnızca elephant ve elefante gibi tam aynı kökenli sözcükler için değil, aynı zamanda bazı anlamsal örtüşmeleri olabilen kısmi aynı kökenli sözcükler için de bildirilmiştir (örneğin, hem İngilizce hem de İspanyolca'da 'grave' ciddi anlamına gelir, ancak İngilizce'de 'grave' mezar anlamında başka bir anlama da sahiptir.) Aynı kökten kolaylaştırma etkisine dair kanıtlar olmasına rağmen, GDB'li iki dilli çocuklarda sözcüklerden ziyade diller arası aktarımın bulunup bulunmadığı açık değildir. Örneğin, anlatı becerilerini hedefleyen müdahalede, terapi yapılmamış dile ait mikro yapıların (örn. tümceler, isim/fiil tamlamaları) diller arası aktarımına yol açabilir. Benzer şekilde, fonoloji, sözdizimi, morfosentaks veya okuryazarlığı hedefleyen müdahale, bu alanlarda aktarım etkilerine yol açabilir.

Son zamanlarda, dil müdahalesi için kanıtların daha iyi anlaşılmasını sağlamak ve iki dilli çocuklarla çalışan terapistler için yönergeler sağlamak amacıyla bir dizi derleme makalesi yayınlandı. Dil bozukluğu olan iki dilli çocuklarda veya dil bozukluğu riski taşıyan çocuklarda müdahale çalışmaları gözden geçirildi. birincil dile  odaklanan iki dilli müdahalenin ana dilin gelişimini kolaylaştırdığını ve toplumda konuşulan çoğunluk dili üzerinde zararlı bir etkisi olmadığı bulundu ve GDB'li iki dilli çocuklara yönelik müdahalede iki dilin de desteklenmesi savunuldu.

Yapılan bu mevcut sistematik incelemenin amacı, GDB’li çocuklarda etkilendiği bilinen altı ana dil alanındaki müdahale kanıtlarını belirlemek ve sentezlemekti: fonoloji, kelime dağarcığı, morfosentaks, edimbilim, anlatı becerileri ve okuryazarlık. Bu altı dil alanına ek olarak, GDB'si olan iki dilli çocuklarda dilsel olmayan bilişsel becerilerde (örn. işleme hızı) eksiklik bildiren araştırmalar göz önüne alındığında, dilsel olmayan biliş alanındaki müdahale kanıtlarını belirlemeyi amaçlanmıştır. Buna uygun olarak aşağıdaki araştırma soruları sorulmuştur:

  • GDB'li iki dilli çocuklarda fonoloji, kelime dağarcığı, morfosentaks, pragmatik, anlatım becerileri, okuryazarlık ve dilsel olmayan bilişe odaklanan müdahalenin etkilerine dair mevcut kanıtlar nelerdir?
  • Diller arası aktarım etkisi sözcük müdahalesine özgü mü yoksa hedeflenen dil becerilerinden bağımsız olarak mı ortaya çıkıyor?

Yapılan bu derlemede, iki dillilik, dil müdahalesi, belirli dil bozukluğu, birincil dil bozukluğu, gelişimsel dil bozukluğu ve dil bozuklukları gibi bir dizi anahtar kelime, GDB'si olan iki dilli çocuklarda dil müdahalesine ilişkin araştırmaları tanımlamak için kullanıldı. Arama, beş elektronik veri tabanında (CINAHL, Scopus, Psychinfo, Proquest ve Sciencedirect) ve ayrıca anahtar kelimeler kullanılarak müdahale çalışmalarının ek elle aramaları kullanılarak gerçekleştirildi. Anahtar kelimeler, bir arama dizisi oluşturmak için her veritabanına girildi  ve çalışmaya Aralık 2020'ye kadar yayınlanan müdahale çalışmaları dahil edilmiştir.

Müdahale etkilerine ilişkin kanıtları en üst düzeye çıkarmak için, 'dil gecikmesi' tanı etiketine sahip çalışmaları da dahil edilmiştir. Bu, GDB dışındaki teşhis etiketleriyle yayınlanan dil müdahale çalışmalarının tanımlanmasını sağladı. Ek olarak, çalışmaya dahil etmek için SLI/GDB ile ilgili tanı kriterlerini de dikkate alınmıştır. Bilindiği kadarıyla, tek bir çalışmada bir çocuk dışında hiçbir eşzamanlı durum bildirilmemiştir. Bu çocuğun dil, görsel-motor ve dikkat bozukluğuna dayalı tanısı vardı ancak bilişsel yetenekleri normal sınırlardaydı. Daha fazla ayrıntı bilinmemekle birlikte, bu çalışmanın örneklem büyüklüğü toplam 18 çocuktu. 

İncelemenin GDB (veya SLI) olan iki dilli çocuklara odaklandığı göz önüne alındığında, Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), Down sendromu, işitme kaybı veya serebral palsi gibi diğer nörogelişimsel bozuklukları olan çocuklardaki müdahale çalışmaları hariç tutulmuştur. Dil bozukluğu olmayan, iki dilli yeni ortaya çıkan, tipik gelişim gösteren ve çift dil öğrenenlerin akademik veya okuryazarlık becerilerini hedef alan müdahale çalışmaları dahil edilmemiştir. Benzer şekilde, dil bozukluğu için açık bir teşhis veya kriterlerin net bir tanımı olmayan zayıf dil becerilerine sahip iki dilli çocuklar çalışmaya alınmamıştır. Ayrıca, bu çocukların bir dil bozukluğu olup olmadığı net olmadığı için risk grubu olarak sınıflandırılan iki dilli çocuklar da çalışmaya dahil edilmemiştir. 

Seçilen makalelerin eleştirel değerlendirmesi, bir kalite değerlendirme aracı (QAT) kullanılarak yapılmıştır.  Bu araç, araştırmacıların yayınlanmış araştırmaları farklı tasarımlarla (örn., randomize kontrol denemesi, tek vaka çalışmaları) değerlendirmesine ve dört puanlık bir derecelendirme ölçeği (0-3) kullanarak 14 kategoride makalelerin kalitesini derecelendirmesine olanak tanır.

GDB'li iki dilli çocuklarda dil müdahalesinin etkilerinin kanıtlarını incelemek için beş elektronik veri tabanını kullanarak sistematik bir inceleme yapılmıştır. Çok çeşitli müdahale tasarımlarına (örn. tek vaka, yarı deneysel tasarımlar) sahip toplam 14 makale incelemeye dahil edilmiştir. Rapor edilen çalışmaların %57,14'ü için İspanyolca birinci dildi. Anadili Arapça, Bengalce, Çince, Rumca, Flemenkçe gibi çeşitli farklı dillerden  çocuklar da vardı.  Çalışmaların %85'inde ikinci dil olarak İngilizce olmasına rağmen, bazı araştırmalarda birden fazla ikinci dil (İsveççe, İngilizce, Rusça ve İngilizce ve Standart Modern Yunanca) olan çocuklar vardı .

 

 

GDB'li iki dilli çocuklarda fonoloji, kelime dağarcığı, morfosentaks, edimbilim, anlatım becerileri, okuryazarlık ve dil dışı bilişe odaklanan müdahalenin etkilerine dair mevcut kanıtlar nelerdir?

Kelime Dağarcığı

 Araştırmacılar 4  yaşındaki İzlandaca-İngilizce iki dilli bir çocukta kelime dağarcığını hedef alan terapi yapmıştır. Hedef kazanımlar, ev ve okulda kullanılan sözcüklere göre kategorize edilmiştir. Araştırmacılar tarafından, iki ve tek dilli müdahalenin etkileri 14 seans boyunca incelenmiştir. Sonuçlara göre  her iki dilde de terapi ardından kelime dağarcığında gelişmeler olduğu bulunmuştur ancak ev kategorisindeki sözcükler iki dilli durumda daha fazla gelişmiştir. Benzer şekilde, başka bir çalışmada 3 yaşındaki Vietnamca-İngilizce iki dilli bir çocukta alıcı kelime dağarcığı etkilerini inceleyen bir vaka çalışması yürütmüştür. Özel eğitim sınıfında özel eğitim öğretmeni tarafından terapi yapılmıştır. Sonuçlar, her iki dilde yapılan terapinin ardından çocuğun hem Vietnamca hem de İngilizce'de alıcı kelime dağarcığında gelişme kaydettiğini göstermiştir. Yapılan bu çalışmalarda aynı kökenli sözcükler kullanmıştır çünkü bu sözcüklerin her iki dilde ortak fonemleri harekete geçirme olasılığı yüksek olduğu düşünülmüştür.

Sözdizim

Müdahalenin bir parçası olarak sözdizimini dahil eden sadece dört çalışma olmasına rağmen, tüm çalışmalar, morfosentaks veya ortalama sözce uzunluğu gibi sözdizimsel beceriler üzerinde olumlu bir müdahale etkisi bildirmiştir. Bir çalışmada; sözcük dağarcığı, sözcük ve morfemlerin  ortalama sözce uzunluğu (OSU) üzerindeki müdahale etkileri üzerine deneysel bir çalışma yürütmüştür. İspanyolca-İngilizce iki dilli okul öncesi çocuklar (188 çocuk) GDB'si olan 4 yaşındaki çocukları rastgele sadece İngilizce veya iki dilli (İngilizce ve İspanyolca) terapiye almışlardır. Çalışma sonunda hem yalnızca İngilizce hem de iki dilli durum için gelişme kaydedilmiştir.

Fonoloji

Yalnızca bir çalışma, fonolojiyi hedefleyen müdahalenin etkilerini inceledi. GDB'li 5 yaşındaki iki dilli bir grup çocuğu incelenmiştir.  Çocukların birinci dili Fince veya İsveççe, ikinci dili İsveççe, İngilizce veya Rusça idi. Çalışmanın birincil amacı, fonolojik müdahale ile ilişkili beyin plastisitesindeki değişiklikleri (manyetoensefalografi —MEG kullanarak) incelemekti. Fonolojik müdahale, hedef konuşma ve artikülasyon egzersizleri, fonolojik farkındalık ve İsveç fonolojisine dayalı fonem ayrımı gibi bir dizi stratejiyi içeriyordu. Sonuçlar, müdahalenin, özellikle iki heceli çiftler için fonolojik ayırt etme becerilerinde etkili olduğunu göstermiştir. 

Okuma Yazma

Bir çalışmada, dil bozukluğu olan 3,5 yaşındaki iki dilli çocuklarda okuryazarlık müdahalesinin etkilerini incelenmiştir.. 16 hafta boyunca iki haftada bir ana dilde (İspanyolca) ebeveyn aracılı bir okuryazarlık müdahalesi tasarlandı. Tüm çocuklar düşük gelirli ailelerden geliyordu. Sonuçlara bakıldığında, çocukların ifade edici kelime dağarcığı ve kavramsal kelime dağarcığı bilgisinin müdahale sonrasında arttığını ve ifade edici kelime dağarcığını işlenen ana dilden işlenmemiş ikinci dile (İngilizce) genelleyebildiklerini gösterdi.

Dil Dışı Biliş Becerileri

Araştırmacılar, GDB'li 5–11 yaşlarındaki İspanyolca-İngilizce iki dilli çocuklardan oluşan bir grupta işlem hızı kazanımını hedefleyip çalışmıştır. Sonuçlar, işlem hızının geliştiğini ve  aynı zamanda İspanyolca CELF-4E'deki temel dil puanları gibi belirli dil becerilerinde de alanlar arası bir etki olduğunu göstermiştir.

Çalışma belleği terapilerinin etkilerini araştıran yakın tarihli bir çalışmada da alanlar arası pozitif etkiler bulundu. 5–12 yaşındaki tek dilli ve iki dilli GDB'li çocukları, seri sıralı hafıza, işleyen hafıza güncellemesi, sıralı sıra ve karmaşık işleyen hafıza gibi işleyen belleğin dört temel alanını hedefleyerek araştırmalar yaptı. Katılımcılar, 8 haftalık bir süre boyunca haftada üç kez 30 dakikalık terapi almıştır. GDB'li çocuklar, müdahale sonrası işleyen belleğin dört temel alanında gelişme kaydetmiştir.

 

Birden fazla alanda becerileri hedefleyen müdahaleleri inceleyen birkaç çalışma yapılmıştır. İkinci dil olarak Fransızcaya maruz kalan 5: 9 yaşındaki iki dilli çocuklarda hem kelime dağarcığını (fiil ve isim üretimi) hem de sözdizimini hedef aldı. Sonuçlar, Fransızca kelime dağarcığında bir gelişme olmasına rağmen, söz diziminde önemli bir gelişme gözlemlenmediğini göstermiştir. Aynı katılımcılar kullanılarak yapılan başka bir çalışmada İspanyolca-İngilizce iki dilli çocuklarda dile (kelime dağarcığı) ve dilsel olmayan bilişe (işleme hızı) müdahalenin etkilerini inceledi. Hem İngilizce hem de İspanyolca kelime dağarcığında iyileştirmeler için kanıt buldu. Sonuçları ayrıca dilsel olmayan bilişsel müdahalenin ardından dilsel olmayan bilişsel becerilerde bir gelişme olduğunu gösterdiDiller arası aktarım etkisi sözcük dağarcığı müdahalesine özgü mü yoksa hedeflenen dil becerilerinden bağımsız olarak mı ortaya çıkıyor?

Araştırmacılar, güçlü İspanyolca sözdizimsel bilgisi (örneğin, ortalama sözce uzunluğu (OSU) ve sözlüksel ve yardımcı fiiller bilgisi) olan dil bozukluğu olan çocukların sözdizimsel bilgilerini anadilden İngilizce'ye (ikinci dil) genelleştirebildiklerini bildirmiştir. Hiçbir çalışma fonolojik becerilerin diller arası transferini incelememiştir. Genel olarak, diller arası genelleme etkilerinin paterni, GDB'li iki dilli çocuklar için karıştırılmıştır. Kelime dağarcığını hedefleyen çalışmalar için sadece bir çalışmada ikinci dilden (İngilizce) anadile (Bulgarca ve Yunanca) aynı kökenli sözcükler için diller arası bir genelleme etkisinden bahsedilmiştir.. İki dillilerin terapilerinde,  ikinci dilden anadile herhangi bir aktarım etkisinden bahsedilmemiştir.

Tartışma

Mevcut sistematik derlemenin amacı, dilin altı gelişim alanını (fonoloji, kelime bilgisi, morfosentaks, pragmatik, anlatı becerileri ve okuryazarlık) ve dilsel olmayan bilişi hedefleyen müdahaleye ilişkin mevcut kanıtları sentezlemekti. Genel olarak incelememiz hedeflenen dil ve bilişsel alanlar için kanıtlar olmasına rağmen her alanı hedefleyen çalışmaların sayısının sınırlı olduğunu ve belirli bir müdahalenin etkinliği ile ilgili belirli sonuçlar çıkarmayı zorlaştırdığını göstermiştir.

Müdahale türü için kanıt

Bir dizi çalışma, aynı kökenli kelimeler kullanarak kelime dağarcığına müdahalenin etkinliğini incelemiştir. İki dilli araştırmalarda, müdahale için aynı kökenli kelimelerin kullanılması nadirdir ancak aynı kökenli bir kolaylaştırma etkisine ilişkin kanıtların çoğu afazili iki dilli bireylerden gelmektedir. İki dilli yetişkinlerle yapılan bazı deneysel görevler, aynı kökenli olmayan kelimelere kıyasla aynı kökenli kelimelerin daha yavaş adlandırılması gibi aynı kökenli bir engelleme etkisine de işaret eder. Her ikisinden de veriler gelişimsel dil bozukluğu olan iki dilli çocuklarda aynı kökenli bir kolaylaştırma etkisini çoğaltıyor gibi görünmektedir. Bu bulgu, işlenmemiş iki dilde (Bulgarca ve Yunanca) aynı kökenli bir kolaylaştırma etkisi bulmuştur. Bu, tedavi edilen dilin (İngilizce) müdahalesinin o dildeki fonolojik yapıları harekete geçirebileceğini ve bunun hem Bulgarca hem de Yunanca'nın sözcük sistemlerini daha da harekete geçirebileceğini gösterir. Sonuçlar ayrıca bu üç dil arasındaki fonolojik–sözcüksel sistemin etkileşimli doğasına dair kanıt sağlar. O zaman, kelime dağarcığına müdahale genellikle alıcı-ifade edici ve kavramsal kelime dağarcığını geliştirmek için etkili olsa da özellikle iki dilli kaynaklar sınırlıysa (örneğin, iki dilli dil ve konuşma terapistlerinin olmaması) aynı kökenli kelimelerin kullanılması uygun bir seçenek olabilir. Bu tür bir müdahalenin yalnızca yapısal olarak benzer dillerle çalışabileceğine dikkat edilmelidir (ör: İngilizce ve İspanyolca), aynı kökenli kelimelerin bulunmasının daha zor olduğu dillerden (ör: Kantonca ve İngilizce veya Malayalam ve İngilizce) daha fazla aynı kökenli kelimeye sahip olanlar. Bu nedenle, benzer müdahalenin farklı dil kombinasyonlarında kullanılıp kullanılamayacağı belirsizdir. Aynı kökenli kelimeleri hedef alan müdahalenin yapısal olarak benzer dillerde fonolojik ve sözcüksel üretimi kolaylaştırıp kolaylaştıramayacağını anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Gelişimsel dil bozukluğu olan iki dilli çocuklarda kelime dağarcığını hedef alan bir dizi çalışma olmasına rağmen kanıt tabanı hala zayıftır. Çoğu çalışma, çocuklara kelimeleri açıkça öğretti ve ardından üretim becerilerini standart testler kullanarak test etti. Kelimeleri tek başına öğretmenin, çocukların bunları işlevsel bir iletişimsel bağlamda kullanmalarına yardımcı olup olmadığı veya okuryazarlık becerilerine yardımcı olup olmadığı belirsizdir. Ayrıca iki dilli çocukların iletişimlerini desteklemek için her iki dilde de mevcut tüm kelimelerden, kaynaklardan yararlanma yeteneklerini sınırlar. İki dilli çocuklar, belirli bir bağlamda iletişimlerini desteklemek için farklı dillerin özelliklerini seçebilirler. Çeviri kullanımı, yalnızca iki dilli çocuğun zengin dil repertuarını kabul etmekle kalmaz, aynı zamanda okuryazarlık becerilerini desteklemek için de etkili bir tekniktir. Bu, gelişimsel dil bozukluğu olan iki dilli çocuklarda oldukça önemlidir çünkü kelime dağarcığını tek bir dilde öğretmek yerine, tüm dil repertuarlarını ve kelimelerini işlevsel bir bağlamda kullanmaları öğretilebilir ve teşvik edilebilir. Müdahalenin morfosentaktik beceriler üzerindeki etkilerini inceleyen sadece birkaç çalışma olduğunu belirtmek önemlidir. Bazı çalışmalar müdahaleyi takiben kelime ve morfemlerde iyileşmeler kaydederken çekim morfolojisi gibi spesifik morfosentaktik formların müdahale etkilerini spesifik olarak inceleyen hiçbir çalışma yoktu. Morfosentaks için bu kanıt eksikliği iki nedenden dolayı çok önemlidir. Birincisi, çekimsel morfolojik hataların İngilizce konuşan gelişimsel dil bozukluğu olan çocuklar için zorlayıcı olduğu iyi bilinmektedir. İkincisi, bu tür zorluklar diller arası olarak büyük farklılıklar gösterir; çocuklar İspanyolca'da daha fazla cinsiyet anlaşması hatası ve İngilizce'de işaretleme hataları sergilerler. İngilizce konuşan çocukların belirli makalelerle İsveçli akranlarından daha fazla sorun yaşama olasılığı da yüksektir ve Kanna’da konuşan çocuklar, İngilizce konuşan çocuklardan daha az gramer morfolojisi açığı göstermektedir. Diller arasındaki hata örüntülerindeki bu kadar çarpıcı farklılıklarla, çocukların her iki dilde de morfosentaksı hedefleyen müdahaleye nasıl tepki verdiklerini anlamak önemlidir. Bu tipolojik farklılıklar, bu becerileri hedefleyen doğrudan müdahale görevini uygulamak için de zorluklar doğurmaktadır. Bu sorunu hafifletmenin bir yolu, diller arasındaki sözdizimsel yapılardaki farklılıkların doğrudan öğretilmesi yoluyla meta-dilbilimsel farkındalığı hedeflemektir. Ayrıca doğrudan öğretimin yanı sıra açık bir morfolojiye sahip olmayan yetişkin ifadelerinin sınırlandırılması, morfoloji ve anlaşma ile girdinin arttırılması çocukların morfosentaktik becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir. İncelememizde, gelişimsel dil bozukluğu olan çocuklarda pragmatik müdahale için kanıt bulamadık. Bu alandaki kanıt eksikliği endişe vericidir çünkü bu çocuklarda pragmatik yeteneklerin genellikle göz ardı edildiği veya klinik olarak değerlendirilmediği bildirilmektedir. İlginç bir şekilde, okuryazarlık müdahalesinin etkilerini doğrudan inceleyen bir çalışma vardı. Ebeveyn aracılı bir müdahale yoluyla okuryazarlık müdahalesinin ana dile (İspanyolca) etkilerini araştırmıştır. Sonuçlar, müdahalenin yalnızca hem İspanyolca hem de İngilizce'de okuryazarlık becerilerini geliştirmekle kalmayıp müdahalenin ardından ebeveynlerin ana dil müdahalesine ilişkin algılarını değer düşüklüğünden, güce dayalı bir müdahaleye dönüştürdüğünü gösterdi.

Dilsel olmayan bilişsel işlemeyi hedefleyen çalışmalar genellikle işleme hızı, seri sıralı çalışma belleği ve çalışma belleği aralığı gibi becerilerde bir gelişme bulmuştur. Bu sonuçların dikkatle yorumlanması gerekmesine rağmen işlem hızı gibi yürütücü işleyiş becerileriyle ilgili eğitimin faydalı olabileceği göz önüne alındığında bu alandan elde edilen ön kanıtlar cesaret verici görünmektedir. Bu müdahale hattı, özellikle dikkat veya diğer dilsel olmayan işlem becerilerinde belirli eksiklikler gösteren gelişimsel dil bozukluğu olan iki dilli çocuklar için geçerli olabilir.

Benzer tedavi etkilerinin çok heceli kelimeler veya gerçek kelimeler gibi diğer öğelere genelleştirilip genelleştirilemeyeceği açık değildir ancak bu çalışmadan elde edilen ön veriler, fonolojiyi hedefleyen müdahalenin özellikle daha kısa hecelerin ayrımcılık yeteneklerini geliştirmek için yararlı olabileceğini göstermektedir.

Diller arası transfer için kanıt

Bu derlemedeki temel sorulardan biri, diller arası aktarım etkilerinin akraba kelimelere özgü olup olmadığını incelemekti. Çalışma; İngilizce’den, İspanyolca’ya diller arası genelleme etkisinin yalnızca müdahale grubundaki tipik gelişim gösteren çocuklarda sınırlı olduğunu ve gelişimsel dil bozukluğu olan çocukları içermediğini göstermiştir. Özellikle diller benzer sözdizimsel yapıları (örneğin: İspanyolca ve İngilizce) paylaşıyorsa, dil bozukluğu olan çocuklarda sözdizimsel becerilerin İngilizce’den, İspanyolca’ya aktarılmasının mümkün olduğunu belirtmiştir. İspanyolca'da çok kelimeli ifadeler kullanma yeteneğinin İngilizce'de daha yüksek OSU puanına yol açabileceğini savundular.

Diller arası aktarımı bildiren çalışmaların çoğunun bir ana dil müdahalesi uyguladığını vurgulamak önemlidir. Müdahalede transfer etkilerinin yönlülüğüne ilişkin tahminlerde bulunurken dikkatli olunmalıdır.

İki dillilerde alanlar arası bir etki önemlidir çünkü potansiyel olarak bu tür bir müdahale, özellikle iki dilli kaynaklar (örneğin, sertifikalı iki dilli dil ve konuşma terapistlerinin eksikliği) az olduğunda, tek dilli bir terapist tarafından gerçekleştirilebilir. Bununla birlikte; dil ve bilişsel işlem, iki dilde tek dilli çocuklardan daha karmaşık bir şekilde ilişkilidir. Engelleyici kontrol, seçici engelleme ve seçici dikkat gibi dilsel olmayan bilişsel becerileri içeren müdahalenin, gelişimsel dil bozukluğu olan iki dilli çocuklarda alanlar arası etkiler yaratıp yaratmayacağı görülecektir.

Kalite değerlendirme

Küçük grup çalışmaları, vaka serileri ve tek vaka çalışmaları… bu çalışmaların bireysel katılımcı özelliklerinin daha net bir tanımını sağlayabileceği göz önüne alındığında, dil müdahalesi ile oldukça ilgilidir. Bu, müdahale etkilerini belirli bir katılımcıyla ilişkilendirmek ve bazı müdahalelerin neden bazı bireylerde işe yarayıp yaramayacağını anlamak için kritik öneme sahiptir. Ek olarak çoğu çalışma, sonuç önlemlerinin geçerliliğini ve güvenilirliğini gösterememiştir. Bu önlemler, geçerli olmayan önlemlerin (örneğin, standartlaştırılmış testlerin İngilizce'den diğer dillere çevrilmesi) iki dilli çocuklar için kültürel ve dilsel önyargı getirebileceği göz önüne alındığında son derece önemlidir.

Gelişimsel dil bozukluğu için farkındalık eksikliği, küçük çocuklarda tanıyı ve erken müdahale şansını potansiyel olarak geciktirebilir. Bu, 3-4 yaşındaki çocukların araştırmadaki yetersiz temsilini kısmen açıklayabilirken erken müdahale ile ilgili konuları (örneğin erişim, temsil vb.) anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Sonuçlar

14 Makaleden elde edilen sonuçlar, gelişimsel dil bozukluğu olan iki dilli çocuklarla dil müdahalesi için daha fazla kanıta ihtiyaç olduğunu göstermektedir. İnceleme, çalışmaların çoğunun kelime becerilerini hedeflediğini ve fonoloji, morfosentaks, okuryazarlık ve anlatı becerileri gibi diğer alanlar için zayıf müdahale kanıtları olduğunu ortaya koydu. İnceleme, pragmatik yeteneklerin müdahale etkilerini inceleyen herhangi bir çalışmayı tanımlamamıştır. Bununla birlikte, genel olarak kelime müdahalesi, özellikle akraba kelimeler tedavi öğeleri olarak kullanıldığında olumlu müdahale etkileri sağlamıştır. OSU ve okuryazarlığın yanı sıra kelime dağarcığına müdahale için diller arası bir genelleme açıkken, dilsel olmayan bilişin etkilerini inceleyen çalışmalarda alanlar arası bir genelleme mevcuttu. Bununla birlikte, gelişimsel dil bozukluğu bulunan iki dilli çocuklarda kanıta dayalı hizmet sunumunu iyileştirmek için yalnızca kelime bilgisi dışındaki alanları (örneğin morfosentaks) inceleyen daha fazla müdahale çalışmasına sahip olmak gereklidir.

 

Kaynak:

KK Nair, V., Clark, G. T., Siyambalapitiya, S., & Reuterskiöld, C. (2022). Language intervention in bilingual children with developmental language disorder: A systematic review. International Journal of Language & Communication Disorders.