Ekolali Dil ve Konuşma Terapistleri Neler Yapabilir?

Bilimsi ekibi olarak literatür taramalarına hız kesmeden devam ediyoruz. Bu yazımızda otizm spektrum bozukluğuna sahip bireylerin iletişiminde yaygın görülen ekolaliyi dil ve konuşma perspektifinden ele alacağız. Yazı içerisinde, ekolalinin tanımı, türleri ve dil-konuşma terapistlerinin uyguladığı yaklaşımlar hakkında fikir sağlayacağız. Haydi gelin ! Ekolaliye yakından bakalım.

Otistik Spektrum Bozukluğu (OSB), sosyal iletişimde ve çoklu bağlamlarda sosyal etkileşimde kalıcı eksikliklerle karakterize nörogelişimsel bir farklılıktır. Kısıtlı ve tekrarlayıcı davranış, ilgi ve etkinlik örüntülerine sahip olup, gelişim dönemindeki erken belirtilerle birlikte bireyin sosyal yaşamında kayıplara neden olur. Başlıca semptomlar genellikle dil gecikmesi, konuşmanın zayıf anlaşılması, ekolalik konuşma, literal ve tek taraflı dil kullanımı ve sosyal inisiyatifin çok az olması veya hiç olmaması ile ilgilidir. Ekolali, bilim insanları tarafından tartışılan bir konudur. Tanımlamalara göre ekolali, sözel iletişimin baskın olduğu OSB'li çocuklarda ekolali, bir dil bozukluğu olarak karakterize edilen ve başkalarının konuşmalarının eko olarak tekrarlanması olarak tanımlanan kalıcı bir fenomendir. [1]

Biz dil ve konuşma terapistleri OSB’li bireylerle çalıştığımız için klinik ortamda ekolaliye yabancı sayılmayız. Peki biz klinik ortamda ekolaliye sahip bireylerle çalışırken ekolaliyi, gestalt öğrenme stilini yansıtan bir adaptasyon olarak mı varsayıyoruz yoksa söndürülmesi gereken uyumsuz ve işlevsiz bir davranış olarak mı görüyoruz? Bu sorunun cevabını alttaki yorumlar bölümüne ekleyebiliriz. Tüm uzmanlar yorum yapabilirler. Herkesin sorduğu bir diğer soru ise ; ekolali ile ilgili en iyi klinik uygulamalar nelerdir ve bunlar kanıta dayalı mıdır? DKT’ler ekolali mevcut olduğunda maksimum iletişim için diğer mesleklerle nasıl işbirliği yapar? Özetlediğimiz literatürde bu soruların cevabını vermiş olacağız. Sizlerin de yorumlarınızı merak ediyoruz. 

 

OSB'de Ekolalinin Kökenleri ve İşlevlerine İlişkin Perspektifler

Normal gelişim gösteren çocuklar, başkalarının sözlerini çeşitli şekillerde taklit ederler. Sözel tekrarların miktarı ve niteliği bireyler arasında farklılık gösterir. Farklı taklit türlerinin dil ediniminin farklı yönleriyle ilişkili olabileceğini öne süren çalışmalar mevcuttur. Örneğin anlık taklitler yeni sözcüklerin öğrenilmesinde önemlidir ve söz öncesi dönem becerilerinde sözel taklitler yer almaktadır. Sözel tekrarların genişletilmesi, yeniden düzenlenip tekrar aktarılması sözdizim gelişimde gerekli bir süreçtir. Yalnız bazı araştırmacılar tekli ifade edinimlerinden ziyade bazı çocukların dili edinirken farklı süreçler izleyebileceğini açıklamıştır. Tek tek kelimeler yerine, ortamda devam eden konuşma sırasında konuşma içinden daha uzun birimler yakalayan çocuklar olduğunu bildiren çalışmalar vardır. Bu birimler, tonlamalarla ilişkilendirilmiş cümle uzunluğunda sözcelerdir. Bu birimler uzun olmasına rağmen yalnızca bir anlam birimini temsil edebilir. Örneğin ‘’haydi banyo zamanı’’ gibi bir ifade ‘’banyo’’ sözcüğüne karşılık gelebilir ya da ‘’Vantilatöre dokunma’’ yalnızca ‘’vantilatör’’ anlamına gelebilir. Bu durum dil edinim sürecini daha karmaşık hale getirebilir ve motor konuşma kapasitesi çocukların bu durumuna ayak uyduramaz ve yetişkinler çıktıyı anlamayabilir, ifadeleri bir jargon olarak algılayabilir. Çocuklar verilen örnekleri tek tek ayırmaya başlar ve yetişkinler bunları ilk kelimeler olarak tanıyabilir. Ekolali de buna benzer olabilir mi? 

OSB’li bireylerin çevredeki sesleri ve bireylerin sözlerini veya kendi sözlerini tekrarladığını ve buna ekolali denildiğini biliyoruz. Ekolali ortaya çıkma ve dilsel unsurları açısından farklı şekilde tanımlanabilir. Zamanına göre anında ekolali terimi kullanılabilir. Anında ekolali, birincil konuşmadan sonraki konuşma turu içerisinde birincil konuşmaya parçasal ya da parçalarüstü özellikler ile benzeyen ekoik ifadelerdir. Bu tekrar tam tekrar da olabilir kısmi tekrar da olabilir. Gecikmiş ekolali ise ilk konuşmadan sonra iki konuşma turundan daha sonra bireyin bağımsız olarak ürettiği dilsel karmaşıklığın daha çok olduğu öğrenilmiş bir rutin olarak tanımlanan tekrarları ifade eder. Gecikmiş tekrarlarda da eksik ya da aynı olabilir. Seslendirmelerin ‘’mırıldanma, homurdanma, gülme, ağlama, ıslık çalma vb.) ekolali olmayacağını unutmayalım.[2] 

Anlık ekolali üzerine yapılan bir çalışmada otizm tanısı konmuş dört erkek çocuk yer almış ve bu çocukların anlık ekolaliyi etkileşimli olarak rica etme, bilgi verme ve evet cevabı verme gibi dilsel görevlerin yanı sıra konuşma sırası alarak etkileşimi sürdürme gibi iletişimsel amaçlarla da kullandıkları görülmüştür. Buna ek olarak, bazı anlık ekolalilerin doğası gereği etkileşimli olmadığı, ancak yine de prova, öğrenme ve/veya öz düzenleme araçları olarak işlevsel olduğu belirlenmiştir.                                                                                                                                                       

Araştırmacılar, farklı yaş seviyelerinde, farklı bağlamsal değişkenler altında ve çeşitli dil becerilerine sahip bireyler üzerinde çalışırken benzer işlevsel anlık ekolali kategorileri bulmuşlardır. Son olarak, uygulayıcıların ekolalik ifadelerin altında yatan işlevleri ayırt edememeleri durumunda, ifadelerin stereotipik vücut hareketleri ile aynı şekilde ele aldıklarını ve elde ettikleri bulguların, ekolaliyi söndürmek veya yerine ezbere eğitilmiş surat yapıları koymak üzere tasarlanmış davranış değiştirme programlarına ilişkin endişeleri artırdığına dikkat çekmişlerdir.

İki farklı yetişkin etkileşim tarzı belirlemişlerdir. Bunlardan ilki etkileşimin  kontrol edildiği ve OSB'li kişiye belirli şekillerde yanıt vermesi için önemli bir baskının uygulandığı yönlendirici stildir. İkincisi ise çocuğun liderliğinin takip edildiği ve belirli bir yanıtın zorunlu kılınmadığı kolaylaştırıcı stildir.

Bu çalışmaların sonucunda;  anlık ekolanin çoğunluğunun yetişkinlerin yüksek kısıtlamalı sözlerini takip ettiği ve gecikmiş ekolanin çoğunluğunun  yetişkinlerin düşük kısıtlamalı sözlerini takip ettiği bulunmuştur.

Her iki çalışmanın sonuçları da sözlü etkileşimlerin yetişkin iletişim partnerlerinin OSB'li çocuklar tarafından üretilen ekolali türlerini doğrudan etkilediğini göstermiştir.  

Devam eden bir çalışmada, gecikmiş ekolali, sözdizimsel- anlamsal yapı, etkileşim kanıtı, anlama kanıtı ve bağlamsal uygunluk açısından analiz edilmiştir. Araştırmacılar yetişkin iletişim partnerlerinin etkileşim tarzları ile OSB'li çocukların sözel davranışları arasındaki ilişkiyi araştırmışlardır.                                                                                                                                                                                                              

Bilim insanları, dil ve konuşma terapistlerine, yorum yapma ve bilgi talep etme amaçlı başlatmaları hedeflerken kısa ifadeler kullanmalarını ve "... daha fazla anlama ile ilgili daha sofistike iletişimsel girişimleri teşvik etmelerini" tavsiye etmiştir.                                                                                                                                                    

Ekolali iyi bir işarettir. OSB’li bireyin iletişiminin gelişmekte olduğunu gösterir. Yakında bu tekrarlanan kelimeleri ve cümleleri size bir şeyler anlatmak için kullanmaya başlayabilir. Örneğin, söylediklerinizi tekrarladıktan sonra size bakabilir veya bir nesneye yaklaşabilir. Ya da ona içecek isteyip istemediğini sorarken kullandığınız kelimeleri hatırlayabilir ve daha sonra bu ezberlediği kelimeleri kendi sorusunu sormak için kullanabilir. Çocuğunuzun ekolaliden öğrendiği kelimeler anlamlı bir iletişimin kapısını açabilir.

Ekolalinin Son Dilbilimsel Analizleri 

OSB'de ekolali üzerine yapılan dilbilimsel analiz çalışmaları, duygusal bağlantı ve yakınlığa odaklanarak bu fenomenin birçok nüansını ve işlevini anlamaya yöneliktir. Araştırmacıların ifadesiyle, bireylerin üretimlerinin "sosyal etkileşimlere erişimin önündeki aşılmaz bir engelden ziyade öğrenme güçlüklerinin kısıtlamalarına karşı uyarlanabilir bir yanıt olarak daha iyimser bir şekilde görüldüğü" bir yaklaşımdır. Vaka çalışmalarının sonuçlarını daha geniş OSB popülasyonuna genellemek mümkün olmasa da, bir grup olarak ele alındığında, bu özenli araştırmalar ekolalinin sosyal-duygusal bağlılık ve ilişkilerin oluşumuna katkıda bulunan önemli bir işlevsel adaptasyon olarak kavramsallaştırılmasına destek vermektedir.

Özetle, mevcut literatürdeki çoğu operasyonel tanıma göre, anında ve gecikmeli ekolalik ifadeleri içeren Vokal Stereotipi (VS)'yi söndürmek veya azaltmak için tasarlanmış çok sayıda yayınlanmış davranışsal terapi raporu vardır. Bu araştırmalarda, ekolali sürekli olarak anlamsız, uygunsuz, bağlam dışı ve iletişimsel olmayan olarak görülmektedir. Dil ve Konuşma Terapisti (DKT)'lerin işbirliğine dayalı müdahale durumlarında ortaya çıkabilecek felsefi çatışmaları anlamaları kritik önem taşımaktadır. Ayrıca, DKT'ler meslektaşlarına ve aile üyelerine OSB'de ekolali, kökenleri ve işlevleri, VS'den nasıl farklı olduğu ve VS'nin tanımlanma biçimlerindeki olası kusurlar hakkında net, ampirik bilgiler vermeye hazır olmalıdır. Aile üyeleri, herhangi bir terapi protokolüne onay vermeleri istenmeden önce kesinlikle tam olarak bilgilendirilmelidir. DKT'ler ve diğer müdahale uzmanları şüphesiz kanıta dayalı müdahale stratejilerinin tamamını bilmek ve daha etkili iletişime yol açabilecek ve aslında kendi başlarına iletişimsel olabilecek davranışları söndürmekten kaçınmak isteyecektir. DKT'ler ve davranış uzmanları arasında işbirliğine dayalı müdahale için iki özel fırsat ortaya çıkmaktadır.                                                                                                                                                 Birincisi, görünüşte yıkıcı veya damgalayıcı vokal veya sözel davranışların doğası hakkında sorular olduğunda, DKT'ler ve davranış uzmanları işlevsel bir analiz yapmak ve sonuçlar üzerinde fikir birliği oluşturmak için birlikte çalışmalıdır.                                                                                                                                    İkinci olarak, özel toplumsal gelenekler tüm katılımcıların sınırlı süreler için sessiz olmasını gerektirdiğinde (örneğin, dini hizmetler, kütüphane ziyaretleri, canlı performanslar), OSB'li bireylerin aileleriyle birlikte katılabilmeleri ve konuşmaları nedeniyle erişimlerinin engellenmemesi önemlidir. Yukarıda açıklanan deneysel davranışsal metodolojilerin uyarlamaları bu durumda yardımcı olabilir. DKT'ler ve davranış uzmanları ayrıca bireylere (a) her bir hedef durumun kurallarını, (b) deneyim sırasında iletişimsel seçenekleri (örneğin, birkaç fısıltı olur mu? Jestler? Yazılı notlar?) ve (c) deneyim sırasında öz düzenleme seçeneklerini (örneğin, rahatlatıcı bir nesne tutmak, sessiz sallanmak) öğretmek için ailelerle işbirliği yapmalıdır. [2]

Ekolali’de Terapi Yaklaşımları

Ekolali, dil ve konuşma terapisini zorlaştırabilir, iletişim kopukluklarına katkıda bulunabilir, sosyal başarıyı azaltabilir, damgalanma olasılığını arttırabilir ve zorlayıcı davranış riskini arttırabilir. Kanıta dayalı müdahaleyi kolaylaştırmak için bir dizi terapi seçeneğini sizlere aktaracağız. Tek bir terapi paketini kanıta dayalı olarak tanımlanmamaktadır. Yani kanıta dayalı bir uygulama ekolali için mevcut değildir. Ancak araştırmacılar kanıt düzeyi yüksek terapi teknikleri arasında; işaret duraklama noktası, senaryo eğitimi, görsel işaretler ve sözel model olma, uygun tepkiler için olumlu pekiştirmelerin faydalı olacağını bildirmiştir. [3]

Kavon ve McLaughlin (1995)’te iki müdahale belirlemiş (işaret-duraklama noktası ve genel sözlü yönlendirme). İşaret- duraklama- nokta, ani ekolalinin terapisi için değerlendirilmiş davranışsal bir müdahaledir. Bu terapi yöntemi McMorrow ve Foxx (1986)’da 21 yaşındaki OSB’li bir erkek bireye uygulamıştır. Bu terapi tekniği, bir terapistin danışanına sessiz kalması için görsel bir işaret vermesinden oluşur (işaret). Terapist daha sonra yaklaşan öğretim oturumu hakkında talimatlar verirken görsel işareti sürdürür. Terapist bir soru sorar ve soruyu takiben kısa bir duraklama sağlar (duraklama). Son olarak terapist bir kartı işaret ederek danışandan sorunun cevabını sözlü olarak ifade etmesini ister (nokta). Bu terapi sonunda ekolalinin 57 aya kadar azaldığı bildirilmiştir.[3]

Kavon ve McLaughlin’in (1995) derlemesi geri kalan müdahaleleri sözel yönlendirme müdahaleleri olarak kategorize etmiştir. Bu kategorideki çalışmalar ekolaliyi azaltmak için pekiştireç, ipucu verme ve hata düzeltmenin bir kombinasyonunu kullanmış ancak spesifik işaret- duraklama- nokta sıralamasını kullanmaktadır.[3]

Freeman ve arkadaşları (1975) 5 yaşında toizmli bir erkeğin ekolalisini azaltmak için sorulara doğru yanıt vermek için pozitif pekiştirme ve bir hata önleme prosedürü kullnamıştır. Müdahale ekolaliye yol açmış ve bu müdahalenin kesilmesinden  ardından ekolali devam etmiştir. [3]

Literatürde 11 çalışma incelenmiş ve tümünde davranışsal terapi müdahaleleri kullanılmıştır. 

1- Doğal dil paradigması (Pekiştirme, model olma, ipucu verme), 

2- Doğal dil paradigması ile ebeveyn eğitimi,

3- Doğal dil paradigması ve bilgisayar tabanlı eğitim

Laski ve arkadaşları (1988) klinik ortamında Doğal dil paradigmasını uygulamak üzere ebeveynleri eğitimiş ve ardından ebeveyn tarafından uygulanan programın çocuk iletişim sonuları üzerindeki etkilerini değerlendirmiştir. Ebeveynlere sözel girişimlerin doğrudan pekiştirilmesi, oyun öğeleriyle sıra almanın teşvik edilmesi, uyaranların ve örneklerin çeşitlendirilmesi ve ortak kontrolün kullanılması (çocuğun liderliği ve ebeveyn liderliğinin dönüşümü) öğretilmiştir. Ekolali üzerinde karışık sonuçlar elde edilmiştir.[3]

Doğal dil paradigması ve bilgisayar tabanlı eğitim hem arapça hem de ibranice olarak mevcut olan BI Can Word İt Too başlıklı bir bilgisayar programıdır. Program katılımcılara bir ebeveynin katılımcıya sorduğu soruları simüle etmiştir. Katılımcı daha sonra uygun cümle ya da soru seçeneğini seçiyor. Seçtiği cümlenin animasyonu oynatılıyor. Sonuçlar ekolali için gene karmaşıktır.[3]

Geri kalan çalışmalarda davranışsal müdahaleler kullanılmıştır. Davranışsal terapiler arasında, hata düzeltme, farklı pekiştirme (düşük oranlı pekiştirme, zaman gecikmeli pekiştirme, modelleme, farklı pekiştirme ile görsel ipuçları) vardır.[3]

Başka bir çalışmada karşılıklı sosyal iletişimsel tepkilerde (örn; iltifatlar, sorular be duruma ilişkin ifadeler) görsel senaryoları sağlandı. Hedef yanıtın görsel senaryoları üç aşama boyunca sistematik olarak sistematik öğretildi. Ekolaliyi azaltmak için, katılımcı konuşması kesmesi gerektiği belirtilen görsel sunuldu (Örneğin bir yüz çizimi ve önünde bir parmak, sessiz ol anlamında). Ekolalide düşüş olduğu görüldü. [3]

 

Kaynakça:

___________________________________________________________________________

1- (Mergl, M., & Azoni, C. A. S. (2015). Echolalia's types in children with Autism Spectrum Disorder. Revista CEFAC17, 2072-2080.) 

2- Stiegler, L. N. (2015). Examining the echolalia literature: Where do speech-language pathologists stand?. American Journal of Speech-Language Pathology, 24(4), 750-762. 

3- Neely, L., Gerow, S., Rispoli, M., Lang, R., & Pullen, N. (2016). Treatment of echolalia in individuals with autism spectrum disorder: A systematic review. Review Journal of Autism and Developmental Disorders3, 82-91.